Önümüzdeki haftalarda sizlere geleceğin
bilgisayarlarından ve bunlarla bağlantılı olarak yeni kullanışlı araçlardan
bahsetmek istiyorum. Bunları şu anda kafamızda canlandırmamız biraz zor
olabilir ya da hadi canım sende bu iş nasıl olacak diyebilirsiniz. Eskiden
bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz birçok şey şu anda yavaş yavaş bizim
kullanımımıza hazırlanıyor. Eğer Avatar filmini izlediyseniz filmde kullanılan
tüm bilgisayarlar sistemleri şu anda ilk örnek(prototip) olarak hazırlanmış ve
kullanılıyor diyebilirim.
Bu ilk örnekler zaman içerisinde yavaş yavaş
piyasaya sürülecekleri günü bekliyorlar. Tabii ki eski teknolojileri hemen bir
anda atmak o kadar da kolay değil. Binlerce insan ve fabrika bunların yapımında
çalışıyor ve bir o kadar kişi de bunları kullanıyor. Dolayısıyla hadi her şeyi
silip yenileriyle değiştirelim demek pek o kadar ekonomik bir çözüm gibi görünmüyor.
Âmâ zamanla her şey değişecektir emin olun. Hadi gelin bu hafta parça parça
neyin nasıl değişebileceğine bir bakalım. Önümüzdeki haftalarda da sırasıyla
yeni teknolojilerin bazı canlı örneklerinden bahsederiz.
Her zamanki gibi ilk önce bilgisayarları ele
alalım isterseniz. Yavaş yavaş bilgisayar kutularını unutmanızı rica ediyorum.
Bilgisayar kutularını bekleyen iki son var; ya o kadar küçülecekler ki nerdeyse
kibrit kutusu boyutuna gelecekler, ya da ekrana monte edilip hayatımızdan çıkıp
gidecekler. iMac’larda zaten kutu yok. Diğer üreticilerde all-in-one pc (hepsi
bir arada) ‘lerle bunu yapmak istiyorlar.
Gelelim ekranlara. İşte burada olacaklardan ben
de emin değilim. Eğer ekran diye bir şey kullanılacaksa bu büyük olasılıkla
evinizdeki aynanız ya da pencerenizin camı olabilir. Pek yakında buna benzer
ürünler piyasaya sürülmeye hazırlanılıyor. Ekran deyince burada biraz durup
diğer kullandığımız ürünlerin ekranlarına da bakmak istiyorum. Örneğin cep
telefonlarımızın ekranları, daha doğrusu
cep telefonlarımız belki de bir cam parçasından ibaret olabilirler. Şimdilik
tuhaf gelebilir ama yeni çıkacak iPhone sanırım böyle bir şey olacak.
Ekran deyince birde akla gelen hologramik
ekranlar oluyor. Hani yine Starwars izlerken gördüğümüz türden kareler. İki
kişi odanın içerişinde toplantı halinde diğer ikisi ise karışık bir görüntü ve
boğuk bir sesle tartışıyorlar. Toplantı bitince iki kişinin görüntüsü hemen yok
oluyor. Yani kişinin orada olmamasına rağmen ordaymış gibi, hologramik ekranla
toplantı yapıyorlar. Bu hologramik ekranların prototipleri şu anda hazır
durumda. Belki de kısa bir süre sonra sevdiklerimizle beraber oturup kahvemizi
içip muhabbet edebilir bir duruma geleceğiz.
Değişen teknolojilerden biriside yukarıdakilerine
ek olarak çıkacak olan yeni bazı ürünler. Bunların birçoğu yine insanları
eğlendirme amaçlı olacak. Bunların başında oyun sektörü geliyor. Örneğin daha
şimdiden savaş oyunları için tasarlanmış ceketler var. Bunlar eğer oyuncu
oyunda yara alırsa bir şekilde yara aldığı yerin acıma hissini oyuncuya
veriyor. Buna benzer daha birçok ürün hazırlanıyor. Sanal gerçeklik üzerinde o
kadar çok çalışma yapılıyor ki belki yeni Fifa sürümünde en sevdiğiniz
futbolcunun yanında top koşturup ona şut atabileceksiniz.
Bir diğer kullandığımız araçlarda klavye ve fare.
Artık bunlara gerek kalmayabilir. Gerçi bunlar ekran bilgisayar tipine göre
değişse de yavaş yavaş tarih olacaklardır. Lakin zaten dokunmatik ekranlarla
klavye ekrana taşımış durumda. Belki de elimize takacağımız şık bir aksesuar ya
da kafamıza takacağımız bir alet sayesinde bir bilgisayarı sinir hücrelerimiz yardımıyla
ya da sesle kontrol edebileceğiz. Bilimin sonu yok.
Peki depolama için yeni sistemler yok mu? Tabii
ki bunlarda mevcut. Binlerce terabayt veriyi ufacık bir karta sığdırdığınızı düşünün
ve bu kart yine camdan olsun. Bunun dışında en son çalışmalar insan DNA’sı
içerisine veri saklamayı araştırıyor. Bu da bize bir verinin 70 yıldan daha
uzun bir süre saklanabilmesine imkân veriyor. Âmâ bunun için henüz zamanımız
var.
Sizin anlayacağınız önümüzdeki yıllar her ne
kadar ekonomik krizlerle uğraşsak ta yeni değişimlerin olacağı yıllar. Nano
teknolojiler sayesinde birçok şeyin boyu küçülüyor ve daha kullanılışlı bir
hale geliyor. Var olan sistemlerin inşa edildikleri yapılar sorgulanıyor ve
bunlarla daha ileri gidilemeyeceğine karar verilip eskiden keşfedilmiş yapılar
tekrardan araştırılıyor ve üretim süreçleri değerlendiriliyor. Eğer bir de
kuantum mekaniği içerisinde yeni ve kullanılışlı çözümler üretilebilirsek işte
o zaman bu insanoğlunun bugüne kadar attığı belki de en iyi teknolojik adım olacak.
Haftaya bu sistemlerin ışığında yeni ürünlerden
ve ilk örneklerden (prototip) bahsetmeye
başlayacağım. Kaçırmayın derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder